6 Aralık 2009 Pazar

Günün Getirdiği Aksilikler

Dün sabah saat 6 civarı kalktım, sabah sporumu yaptım falan dememi beklemiyorsunuz sanırım. Saate baktım cidden 6 yı gösteriyordu ‘ulan dedim bu işte bir terslik var.’ Daha terslik kelimesinin ne demek olduğunu bilmediğimi fark etmemiştim ama bir şeyler geliyordu, hissediyordum. Neyse tatava yapmayalım, ali kardeşim msn de ve feysbukta kız kovalarken Özkan kardeşim de menecerlikte çorum sporla şampiyonlar ligini hedefliyorken, ben koltukta sızmışım, oradan çekyata geçmişim 3 saat falan uyumuşum işte. Cumartesi gününe böyle merhaba dedim, herkes kalkarken ben uyumak için yatağıma girdim.

Sonra öğlen 12 civarı falan bir daha kalktım tabi doğal olarak, aman yarabbim zamanı o kadar iyi kullanıyoruz ki bir günde iki kere kalkabiliyoruz inanamazsın. Ali’nin kardeşi kadir askerden gelecekti. Diyarbakır’dan uçakla gelecekmiş. ‘moruk’ dedim ‘karşılayacak mısın?’ ‘aslında güzel olur moruk’ dedi ‘araba ayarlamak lazım’ dur bakalım dedik. Kahvaltımızın sonlarına doğru o gün askere gidecek olan Atalay diye bir arkadaş aradı, ‘nerdesiniz’ falan dedi ali ‘yarım saate geliyoruz’ dedi. Evden çıkmamız bir buçuk saati geçti ama çocuk kararlıydı bekliyordu.

Gidip işlerimizi halledelim dedik ve yola koyulduk. Çağatayla Atalayı bulduk. Sonra para denkleştirip araba kiralama falan kovaladık. Atalay arkadaşımızın akşam 9 da otobüsü vardı askere kayseri’ ye gidecekti ve biletini üç gündür ertelettiriyordu. Fakat kendisi askere gitmeden önce milli formayı giyip ordu milli takımında ‘top’ koşturmak istediği için askere bir gün daha geç gitmeye razıydı. Biz de tam bu noktada devreye girdik ve ata sporumuz olan ‘arkadaş arkadaşın menajeridir’ felsefesinden yola çıkılan baba mesleğimizi icraya kalkıştık. Kalkıştık ama hangi telefonu arasak ya açılmadı ya da ‘böyle bi numara kullanılmamaktadır’ , ‘abla işi bıraktı’ , ‘meşgulüm bebeğim hayvanın biri geldi hala oturamıyorum’ minvalinde bant kayıtlarıyla karşılaştık. ‘Moruk’ dedim ‘basiretin bağlanmış napalım.’ Bu arada ali müdahale etti, ‘olum en son zürafaya götürecem dedi rahat ol sen’ bir terslik olduğu kesindi.

Yolculuk artık kesinleşince cengal kardeşimi aradım, açmadı. ‘Terslik galiba’ dedim. Erdo kardeşimi aradım, açmadı. ‘Harbiden terslik galiba’ dedim. Biraz alışveriş yaptık yolculuk öncesi üç beş öte beri aldık. Eve geçip biraz atıştıracaktık biraz da kola içecektik. Ben ‘beyler kola alın iki buçuk litrelik’ diyince, ali ‘kola pahalı gazoz alalım’ dedi. Çağatay gidip ‘le cola’ alıp geldi. ‘Abi’ dedi ‘bu kolayı bunun için icat etmişler hem iki buçuk litre hem ucuz’ biz bunun geyiğini devam ettirirken iki tane de boş cd aldık ki yolda dinleyecek güzel müzikler atalım. Bizim eve geçtik.

Kolalarımızı bol bol koyup asidi kaçmadan yudumlarken ben de bi yandan cdleri yazdırmaya başlamıştım. Bi tane rap bi tane rock’nroll ve blues olmak üzere iki tane cd hazırladım. Bu arada cengal aradı ‘noldu kardeşim beni aramışsın’ dedi ben bir iki bayram siteminden sonra ‘akşam uğrayabilirim yanına evdeysen’ dedim. ‘İstanbul a mı geliyorsun araba falan mı var’ dedi hemen işi pis menfaatlerine çevirip güzellik isteyince, ‘bakarız kardeşim’ dedim ‘bak beni bekleyenler var, tutma beni acelem var, kapatmam lazım dedim’ , halimi anlamıştı. Çünkü Çağatay bana çok güzel bi kola doldurmuştu asidi kaçmadan içmem lazımdı. Le cola bu, şakaya gelmez bro.

Evden çıkmadan önce cdleri çağataya verdim, verdim ama iç dünyamda mı verdim dış dünyamda mı verdim onu ayıkamadım. Çaktırmadım devam ettim. Arabaya bindik, cd çalar bozuldu. Çalışmıyo aq. Kafası böyle yarı açık pozisyonda kaldı kapanmıyor. Deli olacaz, yol müziksiz çekilmez, gittik tamirciye içeri alalım dedi moruk dedik para bayılmanın anlamı yok, sürdük başka oto tesisatçısına tak söktü teybi götürdü,’bir gün kalması lazım kafayı yemiş bu makine’ dedi. napalım dedik ’al teybi müziksiz devam et telefondan falan çalarız artık.’ Aksilik mi, terslik mi?

Atalay otobüs biletini ertelettirmek için artık kendisi gidemeyeceği için Çağatay ı yolladı. Çağatay da ‘abi arkadaşın dayısı ölmüş’ falan diyip türlü duygu sömürüleriyle bileti ertelettirdi. Yola çıktık artık.

Yolda tanımadığım bir numaradan mesaj geldi. ‘Ali ben erdin gö…’ bu kadar görünüyor , açınca şöyle bir mesajla karşılaşıyorum:

‘@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@’

Ulan dedim herhalde Erdinç tir, arıyorum açmıyo, delirecem. Yarım saat sonra bi mesaj daha görünen kısmı bu: ‘bu numarayı ar…’ açıyorum gene aynı şey:

‘@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@@’

‘Olum aynı noktada neden buluşamıyoruz biz ya, bu nasıl bir talihsizlik aq, virüs müsün nesin bir siktir git bugünü mü buldunuz hepiniz birden saldırıya geçiyorsunuz? İç sesim kör talihi dize getirmek yerine gaza getiriyordu. ‘Bir terslik var ama çözemiyorum’

Yola çıkmadan önce aliye demiştim ki ‘ olum bak ali sefer sayısı ne? Hangi hava yoluyla geliyor? Hangi havalimanına inecek? Biliyor musun?’ ali dedi ki ‘moruk benim kafamda planım var’ ben de ses çıkartmadım. Neyse kazasız belasız Sabiha gökçen e ulaştık.’ Moruk otoparkta fena kitlerler hiç girme’ demez olaydım aq dilim kopaydı. Neyse biz 5 barzo arabayı öyle bıraktık, dörtlüleri yaktık sanki fatih caddesi. Her türlü güvenlik önlemlerini aştık içeri girdik. thy 945 sayılı uçağı öğrendik. 23.15 te inecekmiş bi dışarı çıkalım dedik, arabaya bakalım.

‘Araba nerde lannn?’ ‘Olum arabayı biz buraya koymadık mı lan?’ gibi tayfasal iç sesler yükselmeye başladı tabi hemen. Gittik sorduk çekmişler arabayı. Ananın örekesi neresiyse işte tam orasına bir öpücük kondurmak istiyorum artık, tersliksen terslik aksiliksen aksilik neysin sen aq? Hayır araba çalıntı mı onu da bilmiyoruz ki. Gittik erkek kuaföründen araba kiraladık aq sektörler iç içe geçmiş.

Otoparkı tarif etti güvenlik, o yağmurda gittik arabayı bulduk. Çekici parası 60 lira istiyor orospu çocukları. Ne kadar dil döksek de işe yaramadı Atalay arkadaşımız forma parasını orda bayıldı. Biz de arabayı kurtardık. Neyse dedik ‘hayırlısı olsun hafız, kadir i alalım da keyfimize adapazarında devam ederiz.’ Gittik yine havalimanına tam 23:15 te arabayı çekemesinler diye. Arabanın başında iki kişi bıraktık ama bu sefer de rötar denen o iğrenç şeyle burun buruna geldik. Yeni iniş saati 00:05 idi. Tam ‘hass…’ diyorduk ki, ‘neyse gidip pendikte karnımızı doyuralım bari’ dedik.

Arabaya bindik ismini vermeyeceğim bir arkadaş aradı. 'Tamam canım belki size çaktırmıyorum ama ben de sizinle aynı frekanstayım inanın bana sizinle çok güzel makara yaparım ama yaşadıklarımı size anlatamam şuan sonra konuşuruz, keyfinizi de kaçırmıyım, anlayın işte beni.’ Tabi içimden bunları söylerken dışımdan onlarla gayet rutin bi şekilde konuşmaya devam ettim, ama bişeylerin ters gittiğini onlar da anladı sanırım.

Pendik’ e inip karnımızı doyurduktan sonra tekrar döndük Sabiha gökçene. Başladık yine beklemeye. Ulan bir şeyler oluyor hissediyorum, önemli bir şeyler olacak, birileri geliyor. Önce Fenerbahçe tv elamanları çıktı. Güvenlikteki salak kız ‘içerde çekim yaptınız mı’ falan dedi fb tv ekibine. Kameraman gözünün içine 3 sn baktı salak kız dondu kaldı. Ve işte o an ‘aziz başkan’ tüm heybetiyle çıkageldi yanında murat özaydınlı arkada daum ve bütün fener. Suratlar kösele gibi. Ben fotoğraf çekmeye çalışıyorum. Ulan güzel tesadüfü bile iğrenç bir gün olabilir mi? Hayatında ilk defa havalimanına gidiyosun, tüm fener kafilesi yarım metre önünden geçiyor ama suratlar kösele çünkü fener eskişehire 2-1 yenilmiş. İç sesim artık Orhan gencebaydan kaderimin oyunu şarkısını söylemeye başlamıştı engel olamıyordum bro.

Diyarbakırdan gelen thy 945 sefer sayılı uçak, 00:25te havalimanına indi, tek bilgi bu. Ama uçaktan çıkan yok. Bekle bekle bekle bekle kimse yok. Bir ara arkamızdan kıvır kıvır sevimli bi köpekle bir adam geçti. ‘Ulan’ dedim ‘adam havalimanında köpek gezdiriyor, adamlarda keyif var işte hayat standartlarını haylice yükseltmişler’ meğerse narkotikmiş, cehalet işte. Hayır, bi durum olsa içeri alınacak kişiler oradan oraya moron moron takılan 5 barzo olarak bizleriz.

Saat 2 ye kadar öyle bekledik. Güvenliğe soruyoruz, kimse bi sikim bilmiyor. Ulan uçak indi, indi tamam da nerde bu yolcular, çıkan her yolcuya sorduk, Diyarbakır yolcusu yok. Bizim uçaktan sonra 3 tane uçak indi bizim yolcular yok. Delirecez. En sonunda dayanamayıp sakaryamıza dönmeye karar verdik. Hiç bi sik yapamasak da o dönüş yolunda o kadar mutluyduk ki size anlatamam. Çünkü artık şunu biliyorduk, daha kötüsü olamazdı aq. Daha ne olacak ki?

Sakarya il sınırını görünce bi mutlu olduk, hani ‘gidemedik ama dönebildik’ çok güzeldi ya. İlerde çocuklarımıza böyle anlatıcaz bu günü. ‘Biz bi seferinde adapazarına bi döndük anlatamam’ oğlum. ‘Nası yani baba?’ ‘sadece döndük oğlum sorma işte’

Eve girdik saat 4 falan olmuştu. Cuma gecesinden kalma makarnayı yedik, Cuma gecesinden kalma fıstıkları aldık ve fatihten kalan şarabı da kafaya diktik, televizyon falan izledik saat 6 oldu. Tam 24 saat önce uykudan uyanıp uykuya gittiğim çekyatla yatağım arasındaki güzergahı bu sefer biraz farklı olarak kat ettim ve yattım.

Bu arada söylemeyi unuttum o kadar uğraştığım o cdleri yanıma almayı unutmuşum. Demin taktım, fonda o şarkılar çalarken ben bu yazıyı yazdım. Hikayeyle birleşemeyen çok acayip şarkılar var.

Playlist şuydu:

B.B. King & Eric Clapton – Riding with the king
B.B. King & Eric Clapton – Help the poor
Muddy Waters – Can’t Get No grindin’
Muddy Waters - I’m ready
Buddy Guy – Watermelon man
Buddy Guy – Midnight Train
Buddy Guy – Show me the Money
Buddy Guy - Best Damn Fool
B.B. King – Ain’t Nobody Home
Eric Clapton – Motherless Children
Rolling Stones – Paint it black
Rolling Stones – Satisfaction
Rolling Stones – Brown Sugar
Rolling Stones – She’s a rainbow
Yavuz Çetin – Cherokee
Yavuz Çetin – İstanbula Ait
Çamur – Bu aşkın ızdırabı

İstanbula ait olamamıştık belki ama bu ızdıraba epey bir küfür etmiştik.
Atalay kardeşimize hayırlı teskereler dileyip kadir kardeşimize de sivil hayatta başarılar diliyorum.
Bir şey daha. Kadir o uçaktaymış ama uçakta kokain bulunmuş, herkesi tek tek aramışlar gece 4 e kadar tutmuşlar. O köpek gerçekten süs köpeği değilmiş yani. Daha kötüsü varmış meğerse, şüpheli 5 barzo olarak çete üyesi olmak da vardı aq öyle bi günde.
Yazması yaşamasından daha zormuş bro :P

8 yorum:

  1. kanka öncelikle şunu belirtmeliyim allahtan fenerbahçe kafilesi inmiş. o kısıma bıla bıla bıla koysan bir de boşluk doldurmaca desen kutup ayısı kafilesi derdim. ne bahtsızlık yaa amk. ama ben dün söledim. kesin dedim bi tersoluk var amk. telefon bozuk titreşim ince çalışıo, ses ise hiç yok ayrıca kntr de yok. sana msj atıyorum ve bekliyorum 30 dakka elimde telefon aramıosun amk. teli cebime koyuyorum aradan 10 dakka geçio bakıom tele 3 çağrı amk varya kafayı yedim. kanka geçmiş olsun aynen daha kötüsü de olabilirdi. kartal h tipinde görüşme günü kovalıo da olabilirdik :)
    ama fevkalade olmuş yazı. gözümde canladırarak sindire sindie okudum. tam manası ile yarıldım :):):)

    YanıtlaSil
  2. kardeşim 2 kelimeyle ellerine sağlık müthiş olmuş :D baya eğlendim okurken :)

    fatihten kalan yarım şişe şarabı içme mevzusuna satır arasında çaktığın selamı söylemeden edemeyeceğim, süpersin! :D

    YanıtlaSil
  3. eyvallah kanx heralde günün en güzel yanı bu yazı oldu yani aslında bütünüyle güzel bi gündü. aq herşey yolunda gitseydi her şey yolunda gitmiş olacaktı ve sıradan bi gün olacaktı belki de :D

    YanıtlaSil
  4. yolundalık her zaman boksu bir durum değil mi foxi? hayatımın en çetrefilli dönemleri beni en mutlu olduğum dönemlermiş. yoruldum demekten sıkıldığım anları özleyerek geçiriyorum tek düzeliğin kucağında kıvranırkene. yanınızda olmayı ve yok anasının amı sami demek isterdim bro.

    dip not: az önce yapmış bulunduğum comment de ilk cümlede ki soru ekini atladığım için anlam kayması oldu sorry bros. hatta snow brow amuğa goye

    YanıtlaSil
  5. 'yolundalık, bir bebek bokunun burunda yarattığı tepkiye şaşırmamaktır' demiş ahmet abi ama neden demiş bilmiyorum

    YanıtlaSil
  6. ahmet abinin gerçek anlamda filozof olduğunu bilen kaç kişi var şu alemde? gerçekten kendimi şanslı hissediyorum. o insanla aynı ortamı paylaşmış, aynı küfürlere ortaklık etmiş olmanın benim üzerimde bırakmış olduğu etkiler şuan benim hayat duruşumu belirlemiş olması çok ilginç. amet abi

    YanıtlaSil
  7. FTCFOT

    Bu yaşanan gecenin sonunda öğrendiğimiz çok şeyin yanında kişisele indirgediğimde elimde kalan bu harflerdi.

    Açılım(!)a dökersek de:
    "Fuck The Capital Form Of Turkey"

    eyvallah kardeşim,kralsın(:

    YanıtlaSil
  8. kanka havalimanında asker uğurlamaya gelmiş milyonların arasında arabanın camına fuck türkiye yazdığın için linç ediliyorduk ama olsun yine de katılıyorum
    FTCFOT

    YanıtlaSil

durma yolcu okumaya devam et