22 Aralık 2009 Salı

Geceden Düşme

nefes alamayıp, içinde bi yerlerden gelen yersiz bir sancı ile bakıyordu bugün etrafa puslu göslerle. boğazına oturan birşeyler vardı sanki, konuşmak istiyordu ama birisi sustuyordu onu. isyan etmek, haykırmak istiyordu, fakat kime, neden bağıracağı hakkında hiç bir fikri olmaması onu daha da derbeder ediyordu.. yaşamış olduğu azapların bedelini birilerine yıkmak, birilerinden bunun hesabını sormaktı belki de amacı. sorgulamıyordu kendini, alacağı cevaplar tatmin etmeyecekdi kendisini. her hatasında az da olsa payının olması onu kendinden bir adım daha uzaklaştırıyordu. durudurulamaz bir hal alıyordu içindeki kin dolu yörüngesiz hırsı. çok yakın bir tarihrte çıkmıştı duruşmaya aslında. saatler boyu yargıya hesap verdi. sorulara içtenlikle verdiği cevaplar aslında hali hazırda bulunan darağacından yırtma çabası değil, içsel mahkemenin adil bir karar çıkarabilmesi içindi. bir sonraki üçlüye kadar ertelenmişti muhakeme.

canı yanıyordu, hiç yoktan yere falçata ile oynarken parmağını kesmişti. fiziksel yaşanan acılar aslında ne kadar da komikmiş dedi içinden. çocukluğu geldi bir anda aklına. en sevdiği insan yanında ona hayat dersleri verirken nasılda pür dikkat izlemişti onu. yetmemişti bu kısa öğütler ona, daha çok karanlık oda vardı. "hayata bakış açımın bu denli oluşmasını sağlayan insandı o" açıklaması azaltabilir miydi erken kalkan tren arkasından dökülen gözyaşını? varlığını 5 duyu organıyla bir daha tadamayacak olmak neyin nesiydi. her gecenin sabahında o da acaba bizi düşünerek mi uyanıyor, farklı frekanslarda birbirmize özlem mi duyuyoruz acaba diye soruyordu kendine. bu gece yine bi umut gözlerini kapayıp yatağında bekleyecekti o fevkalade anı; yaşasın be hepsi rüyaymış!..

4 yorum:

durma yolcu okumaya devam et