22 Mayıs 2009 Cuma

"aliço"nun üstüne (çocukça)

sanallaşmış dünyamın sanal bebeklerine bir kaç bişe karalamadan olmaz. sonuçta bugün 23 nisan hep neşeyle doluyor insan. ne güzel demiş piçer "biz silahları b ye basıp almazdık". günden güne gelişen teknolojiyi yanlış anlayan türk halkı (diğer toplumlarda anlatacğım kavramlar pek de oturmadığı için türk halkından örnek vereceğim) eski rutin davranışlarını bir kenara bırakarak tabiri caizse tam manası ile "MALA BAĞLADI".

güç gösterisi haline gelen "körü körüne teknoloji bağımlılığı" içimizde ki sıcaklığı, samimiyeti, sosyal yaşamı ve benzeri 100 lerce kavramı aldı ve tarihin tozlu sayfalarına gömdü.

babamın çocukluk maceralarını dinlerken içine girdiğim o tatlı , huzurlu havayı daha sonralarında kendi yaşamımda bire bir yaşayamasamda büyük bir kısmına ben de sahip oldum. tatil günlerinde rutini bozmayıp sabah erken kalkıp arkadaşlar ile beraber yaşanılan ilginçlikler ardından mahallece oynanan türlü türlü oyunlar... ardından annenin o sinir bozucu sesi "erdinçççççççççççççç!!! yemek hazır eve gel".

oyun oynardık biz hep birlikte, beton bloklar arasına sıkışmamıştık, site duvarları değildi sınırımız, bizim zamanımızda ümraniye sapığı da yoktu olsaydı da mahalleli abiler döverdi onu. biz ki ahmet abi ile büyüdük, rıdvan abinin maceralarını dinleyerek "level" atladık, ümraniye sapığı da kimmiş. sor bakalım zamane çocuklarını kukalısını da geçtim kaçı artık saklambaç oynuyor? tüftüfü bilen kaldı mı aralarında ki, soralım senin ki kaç dürbünlü(nasılda özene bezene yapardık o dürbünleri,kabzasını. külahları bile özel dergilerden yapardık, kuşe kağıttan)? istop vardı; renklisi -renklisi favorimdi bir önceki yazımda geçen merve üzerinden hareket ederdim ben renk aramaya-, renksizi de mevcuttu. stop değil evladım istop! oyunlara has cümlelerimiz dahi vardı "ortada kuyu var yandan geç".
x - oğlum direk üstü gol değil.
y - siktir lan bal gibi de gol
x - aliye soralım(kendisi topun sahipi olur bi nevi kral)
ali - verin lan topu ben gidiyorum yavşaklar.
şimdiki nesil futbol oynamak istediği zaman bilemem kaç çekirdek laptopunu açıp internet üstünden kurmuş olduğu bağlantı ile kozlarını paylaşıyor. piyasada ne ali var ne de direk üstü tabiri.

misketlerimiz vardı rengarenk. kemik 5 likti dobi vardı bi de 100 lükler , mors muydu neydi o tisco topuna benzeyen. gazoz kapakları , tasolar, futbolcu kartları ... bizim nesil "şok" adlı tv programı sayesinde aylar boyu yollardan bitmiş sigara paketi içindeki alüminyum folyo benzeri nalet şeyi topladı.
x - baba bunnardan 1 kilo toplayana 40 milyon veriyorlarmış!
baba - oğlum kimden duyuyorsun bu safsataları?
x - yaa baba bizim bir arkadaşa vermişler.
baba - nereye teslim etmiş topladıklarını.
x - ...

küçük şehirde büyümenin vermiş olduğu avantajı iyi bir şekilde değerlendirenlerdeniz aslında biz. belki wii, ps3 veya xbox oynayarak büyümedik biz, belki msn de garı gız kovalayamadık en heyecanlı çağlarımızda, belki türlü türlü sitelerde saatlerimizi geçirerek ergenlik sivilcelerimize bir yenisini katamadık o blue çağının engellenemez hızıyla, fotoğraf çeken telefonumuz ile "fors" atamadık ama bizimde tesellilerimiz var elbet. başkalarının yaratmış olduğu hayal aleminin içinde belli belirsiz birer nokta olmaktansa, kendi içimde "he-man" olurum. maceracılık oynadın mı lan sen hiç bebe? kömürlükler üzerinde zıplayıp düşman elinden kurtardın mı hiç arkadaşlarını? hey gidi hey aliço yaşlanmışız be olum, baksana madara olduk sümsüklere!!!

2 yorum:

  1. ewet kardeşim geç kalmış bir yazıydı ama beklediğine deymiş. güzel günlerdi be kardiş. mombaideki taşralar bile iş merkezi olmuş sıra bahçelievler mahallesinde. kipa açıldı olum. kiraz ağcında yırtılan gömleğimizi annemiz atmıştı tamm ona bişey demedik de kiraz ağacını da belediye yol geçicek diye kesmiş lan. yok o eski tadlar artıkk

    YanıtlaSil
  2. ali şimdi çocukluğumuzu bilmiyorlar diye yeme milleti. ulan biz bu göbeklerle kiraz ağcına nereye çıkıoz. amk ben aşşağıda fakir fakir elde poşet beklerdim... bi de eskiden kutuplardan basıkt göt ve göbek den dışarı doğru şişik bir tiponkoydum. ama kardeşim haklısın beton bloklar arasında ne kadar çocukluk yaşanabilir orası meçhul...

    YanıtlaSil

durma yolcu okumaya devam et