18 Ocak 2014 Cumartesi

uyandırma servisi

gezegenimizin üzerinde insandan ve insan yapısı olmayan nesnelerden başka hiç bir yaşam belirtisi kalmadığında; cenneti insanlara anlatırken yaşayacağınız güçlüğü tahmin edebiliyorum. üzerinde yaşadığımız dünyanın hiç bir parçasını kendimden üstün ya da aşağılık görmüyorum. işte bu yüzden hoyratlığınızı bizzat kendi üzerime alınabiliyorum.

yara'd'ılanı ne kadar sevdiğinizi ben tartamam, onu ancak siz bilebilirsiniz. fakat yara'd'ılmadığı sabit olan parayı, 'yaradılan' çoğu şeyden daha çok sevdiğiniz gayet açık hale geldi bugünlerde. tabi ki oğullarım/manevi oğullarım da 'yaradılan' diyebilirsiniz. ki bu cümlenizin bir duygu olmaktan eylem haline geçişinde yine 'yaradan' tarafından verilmediğini ikinizin de gayet iyi bildiği bir 'gücü' kullanmaktan çekinmiyorsanız 'yaradandan'dan korkmuyor, 'yaradılan'dan utanmıyor olabilirsiniz uyandırayım hafız.

öyle bir bilenmiştiniz ki düşmanlarınıza, öyle düşmandınız ki kendinizden olmayana sinsiliğiniz için başka bir gerekçeye ihtiyacınız kalmıyordu, el ele kol kola çayır çimen geziyordunuz. sonra baş başa kaldınız aynı evde yaşayamaz hale gelen karı koca gibi kavgaya tutuştunuz. belli ki ikiniz de kavga ihtimaline karşı kayıt tutan eş tribindeymişsiniz. üstelik ikinizin de epey kayıt tutulacak mevzusu varmış. ev kimde kalır, kim postayı yer eşyalarını alır gider onu da bilemem, niyet okumadığım gibi işkembeden sallamam ama ev sahibi ikiniz de değilsiniz. yine uyandırdım sizi kıymetimi bilin.

bütün gördüğüm para ve güç için boğazına kadar bokun içine batmış hayatlar, bunun için harcanmış yıllar. bu para da öyle astronomik şeyler değil yani.işte takım elbisesiydi, ananasıydı; temel ihtiyaçlar. sizi bu kadar alçaltacak korku neydi merak ediyorum tabi ki. ama insanların bunları görmeyip size inanmaya devam edeceğine olan mutlak inancınız daha çok ilgimi çekiyor şu an. inanacaksınız di mi? inanacaksınız inanacaksınız. çünkü siz de onlar kadar küçük de olsa ananas, ucuz da olsa takım elbise seversiniz.

sizi efendinizle ve birbirinizle karıştırdığımı da ileri sürebilirsiniz. aslında gelmek istediğim yer tam da burasıydı. o kadar çok efendilerinize ve birbirinize benziyorsunuz ki ancak bütün varlığınızı onun varlığında görmenizle mümkün olabilir bu. kendisi olmayı beceremeyen kişilere 'siz' demem bile bir lütuftur bana kalırsa. şikayet ettiğim kadar lütuf da gösteriyorum.

o bencillik 'sizi' yıkacak haberiniz olsun.

'uyuma ama konuşalım'

durma yolcu okumaya devam et